TTM ile bir arkadaşımın bana merkezin faaliyetlerinden bahsetmesi sayesinde tanıştım. İlk görüşmeye gittiğim gün bir çocuk bana kapıyı ‘merhaba hocam’ diye açtı ve içeri girdiğimde birçok çocuğun telaş içerisinde kendi atölyelerine yetişmeye çalıştıklarını gördüm ve o gün TTM nin, Tarlabaşı çocuklarının okuldan arta kalan vakitlerini en güzel şekilde doldurduğunu anladım. Daha o gün buraya olan inancım ortaya çıktı ve her geçen gün katlanarak devam ediyor.

İlk geldiğim aylarda çocukların etütlerine destek olmaya çalıştım, daha sonraları çocuklarla okuma-yazma atölyesi ve Suriyeli yetişkinler için dil derslerine yardımcı olabilme fırsatı buldum. Şimdi ise Parlayan Çocuklar Kulübünün projelerine destek olmaya çalışıyorum.

Daha önceleri ilk ve ortaokul çağlarındaki çocukların okul derslerine yardımcı olmak ve onlara bir şeyler öğretmekle ilgili deneyimlerim olmuştu fakat TTM de ki deneyimim bunların aksine benim için adeta bir öğrenme süreciydi ve hala devam ediyor. Her an buraya destek olan gönüllülerden, burayı yaşatan çalışanlardan ve Toplum merkezini canlandıran çocuklardan yeni bir şeyler öğrenip çeşitli bakış açılarını görme fırsatı bulabilirsiniz, bu çeşitliliğin en büyük etmenlerinden birisi de tabi ki Tarlabaşı’nın renkli dokusu.

Buraya ilk günden itibaren aynı istekle geliyorum, özellikle çocuklarla buluşabildiğimiz çalışmalar zaman zaman benim için bir terapi halini alıyor ve bir süre sonra onların samimi tepkilerine ihtiyaç duyar hale geliyorum. Hatta bazı sözlerini zaman zaman dilime dolayıp farkında olmadan TTM’den uzaktayken bile onları anıyorum.

En yoğun dönemlerimde dahi programımı Tarlabaşı Toplum Merkezi’ne ayıracağım günleri düşünerek planlamaktan çok keyif alıyorum ve bir şekilde bu aileye dahil olabildiğim için kendimi çok şanslı hissediyorum. Bu deneyim hiç bitmesin istiyorum

2013.